31 Aralık 2010 iyisiyle kötüsüyle zorlu bir yılın daha sonu geldi, Kimi bir eğlence mekanında, kimi evinde sevdikleri ile karşılayacak yeni yılı.
Ben kendi namıma evimde ailemle beraber olacağım.
Peki 2010 yılı nasıl bir yıldı acaba özleyecekmiyiz yoksa şükür bitirdik mi diyeceğiz ?
2011 'hakkında kehanette bulunamam, ama 2010 hepimiz için büyük değişimlerin yılı oldu, Türk milletinin ayrımcığın rüzgarları ile savrulduğu, Ana yasa tartışmalarının damgasını her tartışmaya vurduğu, tutuklama dalgalarının sık sık yaşandığı ama nedense bu tutuklamalara iddanamelerin ortaya konmakta hiiiç acele edilmediği bir yıldı 2010.
Kısacası özgürlğkler adına yine özgürlüklerin kısıtlandığı, insanların analarını da alıp gittiği, yardım gemilerimize saldırılıp vatandaşlarımızın hayatına son verilen bir yıl.
Açıkçası ben 2011 den de pek umutlu değilim, özellikle seçimin gerçekleşeceği yıl olan 2011, çok daha sert, çok daha tartışmalı geçecek bir yıl olacak gibi geliyor bana.
Yani daha da fakirleşip, çok daha gerileceğimiz bir yıla hazırlanmamız gerekiyor.
Ben kedi namıma 2011 den, silivri sanıklarının bitmek tükenmek bilmeyen çilesine bir son getirmesini, balyoz davasının saçmalığının farkedilip, birilerinin olmaz böyle komedi diyerek insanların hayatının mesnetsizce söndürülmesine son vermesini, kimlik değiştiren pkk terörünün 2011 de pirim yapamamasını, Etnik kökene dayalı siyasetin kazanç sağlamayacağının anlaşılmasını, Denizlerimizde su ürünlerinin pervasızca avlanmasına engel olunmasını, beşiktaşın şampiyon olmasını ve 21 aylık oğlumun artık konuşmaya başlamasını diliyorum.
:) Sanırım mümkün olamayacak herşeyi istiyorum. Eee isteyenin bir yüzü, vermeyen zenci :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder