Dün gece bir genelgeyle, apar topar çıkartılan, toplantı ve seminerler sırasında alkol servisinin yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısı, Tweeter ve diğer medya organlarında yine ve yeniden hararteli bir tartışma başlattı.
Hatta tweeter'da bu konuyu protesto etmek için grup bile kuruldu.
Peki nedir bu AKP nin alkolle derdi.
Öncelikle bu da medya ve sinema aracılığıyla ötekileştirme ve islamlaştırma kampanyasının meclis dışında da başarı ile uygulanmasının net bir örneği.
Alkol yasağını da bu açıdan irdelemekte fayda görüyorum kendi namıma. Çünkü son bir kaç yıldır önce tütün ürünleri sonrasında da alkolle savaş anlamında, başlarda güzel denilebilecek, hatta hepimizce de destek görebilecek hareketler başladı. Özellikle sigara içen biri olmamama rağmen, ben bile tütün ürünlerinin yasaklanması konusuna destek veriyorum.
Ama, ilk olarak alkolde abuk sabuk zamlarla, sonrasında bir iki deneme arkası gelen bu yasaklamayla, işin hiçde iyiniyet kespetmediği ortaya çıkmaya başladı.
Hep söylediğim gibi yavaşça gıdıklıyorlar şu an. İlk noktada, hepimizi etkilemeyecek bir hamle yaparak tepkilere bakacaklar, sonrasında yeterli tepki vermezsek bir gömlek üstü yasaklamalar gelecek, eğer yine sesimizi çıkartmazsak eldeki rakı, şarap tariflerini bir yıla kadar evde uygular olacağız.
İktidara geldikleri 2002 yılından bu yana, her alanda uyguladıkları taktik yine uygulanıyor.
Ben çok içki içen biri değilim, öyleki bir ufak rakı dolapta 4 ay sürünür. Ama bu benim birey olarak hak ve özgürlüğüm ve ne yazıkki hoşlanmasamda laik kesimin, islamcılar karşısındaki bir sembolü alkol. Eh bende o laik kesimin bir üyesi olduğuma göre, mecburen bu işe dur demek zorunda kalanlardan biri olacağım.
Oysa alkollü ürünlerin 21 yaşının altındaki gençlere satışının yasaklanması daha uygun bir hareket olmazmıydı ? Ama dedimya amaç farklı. Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövüp sindirmek.
Ilımlı islam projesinin, sistem olarak oturmasının ardından gelecek olan asıl islam devleti için denemeler bunlar sadece. Ki ılımlı islam projesi neredeyse tamamlanmak üzere. Seçimlerden sonra gerçekleşecek, Ana Yasa değişikliğini bunun işareti olarakta göstermekte sayın başbakan. Tabi ucube olayında olduğu gibi "Seçimlerden sonra Cumhuriyet Ana Yasasını ve Cumhuriyet demokrasi anlayışını kullanarak islam devleti kuracağım" gibi bir ifadeyi açık açık kullanmıyorlar. Ama icraatlar ve alt kademeden gelip duran söylemler, hedef tahtasını bu noktaya doğru sürüklemekte.
Ama malesef, hala bir kısım laik aydınlarımız, kör gözlerle bakmakta ve boş boş izlemekte bu girişimleri. Halen satır aralarını dolduramamakta, münferit ve parça parça gerçekleşen islami dönüşümün ayak seslerinin.
Yine ne gariptirki Türk milleti bu dönüşümün sonuçlarını görememekte işin dini yanı nedeniyle de sesini çıkartamamaktadır.
Tuhaf bir afaroz kültürü korkusu var herkesin üstünde, sanki itiraz etseler müslüman olmaktan çıkacak insanlar.
Anlam veremiyorum bazen, Cumhuriyetin ilk yıllarında top yekün, kültürel devrime katılan bu insanların çocuklarına neler oldu. Mücadele yıllarının zorlukları sıkıntıları bu kadar kolaymı unutuldu!
Sanırım pek çok aydınımızında dediği gibi balık hafızalıyız ve bu durumda AKP nin ve aşırı islamcıların ekmeğine yağ sürmekte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder