amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Bir Kahramanın Eşinden Vefakar Milletine Mektup !!!

Vefakar millet !

Evet ne vefakar ama! Vatan hainlerinin yatlarda gezmesine sesi çıkmayan, vatanı için çarpışmış evlatlarına hain denmesine aldırmayan, ordusunun yok edilmesini sessiz bir korkaklıkla seyreden vefakar millet.

Bu millete "Türk Milleti" diyemiyorum, çünkü Türklükle alakası kalmamış bir insan güruhu olabilir ancak bunlar. Belki başbakanın "Türkiyelilik" tezini de doğrular bir durum içeriyor, içerisinde bulundukları bu ceset vari vurdum duymaz hal

Bugün twitter'da bir kendini bilmez sözde bir aydın şöyle diyordu "Havadan nem kapan Laikler !"

İşte balyoz sanığı bir kahramanın eşinin sitem dolu satırları aynen yayımlıyorum.

Okuyun bakalım havadan nem mi kapıyormuşuz...

*******************************************

Türk Halkına Açık Mektup

Ben bir Güneydoğu gazisi eşiyim. Kahramanım, Balyoz davasından tutuklu.
Yıllarca eşimin evimize tek parça dönmesi için, dünyaya getirdiğim iki çocuğumun babasız kalmaması için dua ettim. Eşim, altı ayda bir hafta gibi sürelerle evine gelebildi. Çocuklarımı yalnız büyüttüm. Sizler ve çocuklarınız rahat uyuyun diye biz hasretlik çektik, hep sabrettik. Yine de mutluyduk.
Sonra tutuklandı eşim. Yaklaşık iki senedir, yine ayrıyız.
Önce Saygıdeğer şehit ailelerine sözüm: Şehitlik mertebesine erişmiş sevdikleriniz için üzülmeyin! Ne mutlu onlara ki casus, darbeci, vatan haini damgası yemeden şehitlik mertebesine ulaştılar. Onlara minettarız, bizim için canlarını feda ettiler.
Gelelim Hasdal’a, Silivri’ye... Orada kimler yok ki! Kardak’a bayrak diken SAT komandosu, gurur duyduğumuz bir kahraman Fatih Çınar, eşini tutuklanmadan dört ay önce kaybetmişti. Sonra kendi hapse girdi, iki yetimine fedakâr annesi bakıyor…
Efsane Engin Alan Paşa, tutukluluk sürecinde çok sevdiği damadı Yılmaz’ı son kez göremeden kaybetti. Aynı süreçte annesini babasını kaybedenler, tutuklanmayı gururuna yediremeyip intihar eden onurlu deniz subayımız Ali Tatar...


Bu acılar ne için çekiliyor, bir türlü anlayamıyorum. Artık dua bile edemiyorum, çok üzgünüm, her şeye olan inancımı kaybettim. Kırgınım. Benim eşim bu halk için ölümü göze aldı, yaralandı, yetmedi.
Sayın Genelkurmay Başkanımız, sözüm sizedir. Bizimle birlikte şehitlere ağladınız. Acaba hapse atılıp kimsenin arkasında durmadığı subaylarınız için de ağladınız mı?
Tutukluluk sürecinde arkadaşlarımız ve ailelerimizden çok destek gördük. Küçük bir azınlık da arayıp sormadı. Onların bazıları, önümüz açıldı diye sevinenler. Bazıları da korkanlar. İşte meydan. Buyursunlar, artık onlara kaldı.
Ey halkım!
Sürekli askerler tutuklanıyor. Neler olup bittiğini hiç merak ettiniz mi? Sizin için ölümü göze alan insanlar, gönlünüzde taht kuramamış mıydı, Fenerbahçe kadar?
Sayın basın mensupları; TV’de açık oturumlara katılıp yargısız infaz yapan herkes! Dava yargı aşamasında. Unutmayın ki bu seminerde sanki siz de varmış gibi emin konuşup yargıyı etkilemek, kendini savunamayan insanlara suç atmak çok kolay.
Ey yargısız infaz yapan vicdansızlar! Katiller serbest kaldı işte, şimdi mutlu musunuz? Oysa benim eşim hep hayat kurtardı ve hapiste.


Sayın komutanlarımız Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, Aytaç Yalman! Sizlere iyi tatiller diliyorum. Katiller salındı, kahramanlar tutuklu. Nasılsınız, içiniz rahat mı? Sahilde eşinizle birlikte yemektesinizdir umarım, bizler de hapishane yollarındayız...
Daha ne kadar eziyet çekersek insafa geleceksiniz?
Sayın Büyükanıt Paşamız, ‘Gaziler Günü’nde benden özür dilemiştiniz, eşim yaralandığında Silahlı Kuvvetler bizimle hiç ilgilenmedi diye...
“O zaman terörün acemisiydik”, demiştiniz. Ben de özrünüzü kabul etmiştim, ama artık etmeyeceğim... Sayın Hilmi Özkök, ailenizle esenlikler dilerim, her gece size hayır duaları ettiğimizi unutmayınız!
Sayın Aytaç Paşa; Malatya’da eşimle beraber çalışmıştınız. Hatırlamadınız mı, yoksa bir geçmiş olsun demekten mi korktunuz?
Sevgili Türk kadınları, sizler doğumda bile yanınızda bulunamayan bir kahramanın eşi oldunuz mu? Çocuklarınızı yalnız büyüttünüz mü?
Bütün özel günlerde ayrı kaldınız mı hayat arkadaşınızdan? Aylarca haber alamadan, bir evin hem erkeği, hem kadını oldunuz mu?


Ezbere bilmeme rağmen davaya ilişkin hiçbir şey anlatmıyorum. Mahkemelere gelin, davayı izleyin ve kendiniz karar verin.
Ve kardeşimden öte gördüğüm Sevgili Menekşe’nin şahsında, bizleri bu zor günlerimizde arayıp sormayan tüm silah arkadaşlarımız ve eşleri!
Sizlere söyleyecek söz bulamıyorum, sadece soruyorum: İçiniz rahat mı?
Abdullah Öcalan’ın yatlarda gezdiği söyleniyor. Bir vatan haini yatlarda gezdiriliyor ve benim eşim, bir vatan haini olmakla suçlanıyorsa, Öcalan ile aynı statüde ise artık eşim; ona da aynı ayrıcalıkları tanırlar mı acaba?
Ordusuz kalan milletlerin halini hepimiz biliriz.
Kalan sağlar bizimdir, demeyin. Sağlarda da şevk ve heyecan kaldığını düşünmüyorum. Saygılarımla...
NEFİSE ASLAN
‘G’ NOKTASI

******************************************************************

Ahde vefa milletimin karakteriydi bir zamanlar.

Bu millet şehidine saygı duyar yad ile anar, gazisine kol kanat gerer ortada bırakmazdı. Oysa şimdilerde millet vekilleri bile görüşmek istemiyor o kahramanlarla.

Hala uyuyun siz... Uyanmayın ...

Bir gün ABD emperyalizmi size de özgürlük getirdiğinde ödeyeceğiniz bedeli bile bile uyuyun...

Ve vatan kahramanlarını , kahraman ve vefakar konutanları ordumuzun harp gücünü ortadan kaldırmak pahasına eften püften suç bile olmayacak gerekçelerle gözaltına alıp akıl almaz filler yükleyerek atın zindanlara.


Bu millet Malta Adalarında Sürgünü de gördü , Bekirağa Bölüklerinde mezalimide... Ne yıldı, ne de millet ülküsünden vazgeçirilebildi.

Şimdi Silivri ile Hasdal İle yıldırmaya çalışanların Damat Feritten farkı ne? 


Ben size söyleyeyim o zaman hükümet İstanbul'daydı bu gün Ankara'da, o zaman Damat Ferit Paşanın tasmasını tutanlar İngilizdi bu gün Amerika. İşte tek fark budur...


Ama herkes bilmelidir ki "Türk Silahlı Kuvvetleri Mahkeme Salonlarına Sığmaz !"